akşam akşam - Turkish English Dictionary

akşam akşam

Meanings of "akşam akşam" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
akşam akşam this time of the night n.

Meanings of "akşam akşam" with other terms in English Turkish Dictionary : 409 result(s)

Turkish English
Common Usage
akşam yemeği dinner n.
I don't understand people who eat breakfast for dinner.
Ben akşam yemeğinde kahvaltı öğünü yiyenleri anlamıyorum.

More Sentences
General
akşam gazetesi evening paper n.
Has the evening paper arrived yet?
Henüz akşam gazetesi geldi mi?

More Sentences
akşam karanlığı nightfall n.
At nightfall, a group of twenty-nine came into that hostelry.
Akşam karanlığında, yirmi dokuz kişilik bir grup o pansiyona geldi.

More Sentences
dün akşam last evening n.
According to newspaper reports, there was an airplane accident last evening.
Gazete haberlerine göre, dün akşam bir uçak kazası olmuş.

More Sentences
akşam yemeği supper n.
Mother is preparing supper.
Anne akşam yemeğini hazırlıyor.

More Sentences
dün akşam last night n.
I was at the Bureau meeting last night and I am not aware that the Bureau actually took any final decisions.
Dün akşam Büro toplantısındaydım ve Büro'nun herhangi bir nihai karar aldığından haberdar değilim.

More Sentences
akşam sundown n.
Tom worked from sunup to sundown.
Tom sabahtan akşama kadar çalıştı.

More Sentences
yarın akşam tomorrow night n.
How about tomorrow night at nine?
Yarın akşam 9'a ne dersin?

More Sentences
akşam karanlığı dusk n.
The average citizen will not venture into certain areas of our big cities after dusk.
Ortalama bir vatandaş büyük şehirlerimizin belirli bölgelerine akşam karanlığından sonra girmeye cesaret edemez.

More Sentences
bu akşam this evening n.
That said, I will turn to the first two suggestions, which, moreover, have already been put forward this evening.
Bununla birlikte, bu akşam zaten ortaya konmuş olan ilk iki öneriye döneceğim.

More Sentences
akşam sunset n.
Tom never eats after sunset.
Tom akşam olduktan sonra hiçbir şey yemez.

More Sentences
akşam haberleri evening news n.
Tom is watching the evening news.
Tom akşam haberlerini izliyor.

More Sentences
akşam namazı evening prayer n.
Sami performed ablution for the evening prayer.
Sami akşam namazı için abdest aldı.

More Sentences
akşam night n.
That night her opportunity came and she took it.
O akşam eline bir imkan geçti ve o da kullandı.

More Sentences
akşam yemeği dine n.
Today, I will dine with you.
Bugün seninle akşam yemeği yiyeceğim.

More Sentences
akşam yemeği yemek have dinner v.
I dreamt that three Members of the European Parliament were enjoying having dinner together.
Rüyamda üç Avrupa Parlamentosu Üyesinin birlikte akşam yemeği yemekten keyif aldıklarını gördüm.

More Sentences
akşam yemeği yemek have supper v.
Tom hasn't had supper yet.
Tom henüz akşam yemeği yemedi.

More Sentences
akşam yemeği yemek eat dinner v.
Tom and I ate dinner together.
Tom ve ben birlikte akşam yemeği yedik.

More Sentences
akşam yemeği yemek dine v.
We dined at a restaurant.
Bir restoranda akşam yemeği yedik.

More Sentences
akşam yemeği yapmak make dinner v.
You don't need to make dinner tonight.
Bu gece akşam yemeği yapmak zorunda değilsin.

More Sentences
akşam yemeği vermek give a dinner v.
We're giving a dinner for him.
Onun için bir akşam yemeği veriyoruz.

More Sentences
akşam yemeğine kalmak stay for dinner v.
Tom will be staying for dinner.
Tom akşam yemeğine kalacak.

More Sentences
akşam yemeğini pişirmek cook dinner v.
She was cooking dinner at that time.
O zaman akşam yemeğini pişiriyordu.

More Sentences
dün akşam yesterday evening adv.
Yesterday evening the Committee on Budgetary Control had to comply with another new rule.
Dün akşam Bütçe Kontrol Komitesi yeni bir kurala daha uymak zorunda kaldı.

More Sentences
her akşam every evening adv.
Every evening, I watch Fatuzzo's European Show.
Her akşam Fatuzzo'nun Avrupa Şovu'nu izliyorum.

More Sentences
akşam in the evening adv.
Because we were sitting in the evening, that was no longer possible.
Akşam oturduğumuz için bu artık mümkün değildi.

More Sentences
bu akşam tonight adv.
What we are discussing tonight has been following that set of rules.
Bu akşam tartıştığımız şey de bu kurallar dizisini takip etmektedir.

More Sentences
o akşam that evening adv.
Were you with Tom that evening?
O akşam Tom'la birlikte miydin?

More Sentences
akşam yemeği sırasında during dinner adv.
Tom kept silent during dinner.
Tom akşam yemeği sırasında sessiz kaldı.

More Sentences
Colloquial
bu akşam için for this evening expr.
I prepared the meal for this evening.
Bu akşam için yemek hazırladım.

More Sentences
Trade/Economic
akşam vardiyası evening shift n.
He works the evening shift.
Akşam vardiyasında çalışıyor.

More Sentences
akşam vardiyası evening shift n.
Tom works the evening shift.
Tom akşam vardiyasında çalışıyor.

More Sentences
Computer
dışarda akşam yemekleri dining out n.
What do you say to dining out together?
Birlikte dışarıda akşam yemeği yemeye ne diyorsun?

More Sentences
British Slang
akşam içkisi sundowner n.
He enjoyed unwinding with a refreshing sundowner on the patio.
Adam, verandada serinletici bir akşam içkisiyle gevşemekten keyif alıyordu.

More Sentences
Common Usage
akşam evening adj.
General
akşam evenfall n.
akşam vakti nightfall n.
akşam tavus kelebeği eyed hawk moth n.
akşam üstü decline of day n.
akşam treni evening train n.
akşam namazı evening worship n.
smokin ve beyaz papyondan oluşan son derece resmi erkek akşam kıyafeti white tie n.
akşam eventide n.
akşam okulu evening school n.
akşam eve n.
akşam üzeri eventide n.
akşam saatleri evening hours n.
akşam serçesi vesper sparrow n.
akşam evening n.
akşam güneşi evening sun n.
akşam dark n.
akşam okulu night school n.
akşam güneşi setting sun n.
akşam duası evensong n.
akşam yıldızı evening star n.
akşam karanlığı gloaming n.
akşam duası vespers n.
akşam e'en n.
akşam yıldızı vesper n.
akşam sınıfı evening class n.
akşam yıldızı evening-star n.
akşam dew-fall n.
akşam kızıllığı sunset glow n.
akşam saatlerinde bastıran kar yağışı snowfall coming down during the evening hours n.
akşam pazarı night market n.
sabah 9'da başlayıp akşam 5'te biten mesai nine-to-five n.
akşam alaca karanlık başlangıcı beginning of evening nautical twilight n.
akşam namazı sunset prayer n.
akşam sefası evening delight n.
akşam sefası evening pleasure n.
akşam 8 8 pm n.
çayla yenen akşam yemeği high tea n.
akşam yemeği zamanı suppertime n.
akşam yemeği vakti suppertime n.
akşam trafiği evening traffic n.
büyük bir akşam yemeği a big dinner again n.
akşam yemeği servisi dinner service n.
mum ışığında akşam yemeği candlelit dinner n.
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği early bird dinner n.
akşam ezanı evening adhan n.
sabah dokuzdan akşam beşe kadar süren iş nine-to-five job n.
bir akşam kampı ateşinde ya da toplantı sonunda söylenen kapanış şarkısı taps n.
mum ışığında akşam yemeği candlelight dinner n.
(avustralya/yeni zelanda) ana akşam yemeği tea n.
öğleden sonra veya akşam yenen yemek tea n.
elektriğin olmadığı dönemde sokaktaki gaz lambalarını akşam yakıp sabah söndüren kişi leerie [scottish] n.
elektriğin olmadığı dönemde sokaktaki gaz lambalarını akşam yakıp sabah söndüren kişi lamplighter n.
geçen akşam the other evening n.
akşam vakti to-fall [scottish] n.
akşam üzeri to-fall [scottish] n.
akşam eeven [obsolete] n.
akşam duası evening prayer n.
akşam buluşması evening n.
akşam eğlencesi evening n.
akşam söylenen şarkı evensong n.
öğleden sonra veya akşam üstü rahatlayıp içki içmek için yapılan küçük buluşma happy hour n.
akşam yemeği meat n.
yaz gün dönümünden önceki akşam midsummer night n.
akşam hesper n.
akşam yemeği vakti high tea n.
yarın akşam the morn's nicht [scotland] n.
dün akşam yestreen [scotland] n.
son akşam yestreen [scotland] n.
akşam vakti dark n.
akşam karanlığı darkening n.
akşam karanlığı dimpsy [dialect] [uk] n.
akşam yemeğini dışarıda yiyen kimse diner-out n.
akşam yemeği yenen yer dining area n.
kulüp veya kolej üyelerinin arkadaşlarını misafir olarak getirdikleri akşam etkinliği guest night n.
akşam olması onfall n.
bir önceki akşam overnight n.
dün akşam overnight n.
akşam yemeği davetinde masanın sonunda oturan yardımcı croupier n.
akşam karanlığı cockshut time n.
son akşam yemeği'nin gerçekleştiği oda coenacle n.
serin veya rutubetli akşam havası serene [obsolete] n.
dün akşam streen [scotland] n.
geçen akşam streen [scotland] n.
akşam yemeği daveti supper n.
akşam olmak become evening v.
akşam olmak get dark v.
hazırlamak (kahvaltı/öğle yemeği/akşam yemeği) fix v.
akşam yemeği vermek dine v.
akşam yemeğini yemek dine v.
akşam yemeğini dışarıda yemek dine out v.
beraber akşam yemeği yemek have dinner together v.
birini akşam yemeğine götürmek/çıkarmak take someone out to dinner v.
sabah dokuz akşam beş bir iş istemek want a nine-to-five job v.
akşam yemeği için bir şeyler yapmak make something for dinner v.
akşam yemeği daveti vermek have people round for dinner v.
akşam yemeğine davet etmek invite to dinner v.
akşam yemeğine davet etmek invite to have dinner v.
akşam yemeğine kalmak stay to dinner v.
sıradan bir akşam yemeğinden fazlasını beklemek hope for something more than dinner v.
akşam yemeği yemek sup v.
akşam yemeği olarak hazırlamak sup v.
akşam yemeği servis etmek sup v.
akşam yemeği ikram etmek sup v.
akşam yemeği düzenlemek supper v.
akşam yemeği vermek supper v.
akşam yemeği yemek supper v.
akşam yapılan vespertine adj.
akşam vespertine adj.
akşam açan vespertine adj.
akşam yemeği ile yatma vakti arasında gerçekleşen aftersupper adj.
akşam yemeğinden önce anteprandial adj.
akşam erken saatlerde olan early-evening adj.
akşam ile ilgili vesper adj.
akşam yapılan vesper adj.
akşam ile ilgili vespertinal adj.
akşam gerçekleşen vespertinal adj.
akşam yemeğine ait dinnerly adj.
akşam yemeği ile ilişkili dinnerly adj.
bir önceki akşam ile ilgili overnight adj.
dün akşam ile ilgili overnight adj.
akşam yemeğinden daha küçük porsiyonlu (yemek) sandwich [us] adj.
akşam yemeği öncesine ait veya ilgili predinner adj.
tadı akşam yemeği öncesinde çıkan predinner adj.
akşam yemeği öncesi keyif alınan predinner adj.
akşam yemeği öncesi preprandial adj.
akşam yemeği öncesine ait preprandial adj.
akşam yemeği öncesi ile ilgili preprandial adj.
akşam yemeği öncesine uygun preprandial adj.
akşam sabah all the time adv.
sabah akşam all the time adv.
akşam üstü at dusk adv.
akşam sabah day and night adv.
dün akşam yestreen adv.
akşam olunca at dark adv.
akşam saatlerinde at the evening hours adv.
sabah 1 akşam 1 olmak üzere günde 2 kere twice daily once in the morning and once in the evening adv.
sabah bir akşam bir olmak üzere günde iki kere twice daily once in the morning and once in the evening adv.
çoğu akşam most evenings adv.
akşam yemeği sırasında over dinner adv.
akşam yemeği nefisti the dinner was delicious expr.
masa bu akşam saat dokuz için rezerve edildi the table is booked for nine o'clock this evening expr.
akşam evg (evening) abrev.
Phrases
akşam üstü late afternoon n.
akşam oluyor the day is drawing in expr.
akşam yemeğinden sonra after the dinner expr.
sabah akşam in season and out of season expr.
sabah saatlerinde/akşam üzeri saatlerde/akşam saatlerinde of a morning/afternoon/evening expr.
sabah bir ara/öğleden sonra bir ara/akşam bir ara of a morning/afternoon/evening expr.
Proverb
ümit iyi bir kahvaltıdır ama iyi bir akşam yemeği değildir hope is a good breakfast but a bad supper
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
sabah gülen akşam olmadan ağlar (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar sing before breakfast, you'll cry before night
sabah gülen akşam olmadan ağlar sing before breakfast, you'll cry before night
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın sing before breakfast, you'll cry before night
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
sabah gülen (gülüp eğlenen) akşam olmadan ağlar (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın (if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
Colloquial
yemek/akşam yemeği zamanı bean time n.
akşam yemeği neredeyse hazır dinner's almost ready n.
sabah/öğle ve akşam/gece morning, noon, and night n.
akşam dim n.
akşam undern [dialect] n.
her davetlinin bir yemek getirerek tüm davetlilerle paylaştığı toplu akşam yemeği kensington [dialect] n.
akşam evo [australia] n.
akşam saatleri the shank of the evening [dated] n.
akşam etkinliği overnighter n.
(otel barlarının akşam altıda kapatıldığı yıllarda) ağır içicilik dönemi six o'clock swill [australia/new zealand] n.
öğlen ile akşam arasında yenilen yemek lunner v.
akşam yemeği hazır sayılır dinner's almost ready expr.
bu güzel akşam için teşekkür ederim thank you for a lovely evening expr.
bu akşam erken saatlerde earlier this evening expr.
yarın akşam 6'da burada ol be here tomorrow at six p.m expr.
(böyle bir) akşam için teşekkür ederim thank you for a (some kind of) evening expr.
(güzel, harika) akşam için teşekkür ederim thank you for a (some kind of) evening expr.
geçirdiğimiz (güzel, harika) akşam için teşekkür ederim thank you for a (some kind of) evening expr.
(böyle bir) akşam için teşekkürler thanks for a (some kind of) evening expr.
(güzel, harika akşam için teşekkürler thanks for a (some kind of) evening expr.
geçirdiğimiz (güzel, harika akşam için teşekkürler thanks for a (some kind of) evening expr.
Idioms
akşam karanlığı shank of the evening n.
akşam yemeği yemeden gitmek dine with duke humphrey v.
biriyle akşam yemeği yemek put one's legs under some one's mahogany v.
sabah akşam içmek hit the sauce v.
kahvaltı/öğle yemeği/akşam yemeği için bir şeyler hazırlamak fix (something) for breakfast/lunch/dinner v.
akşam olduğu için bir işe son vermek call it a night v.
(akşam olup) işi bitmek knock off work v.
(akşam) işten çıkmak knock off work v.
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapmak/ayarlamak fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) hazırlamak fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapıvermek fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
akşam yemeği için bir hayvan vurmak shoot one’s supper v.
akşam yemeği için bir hayvan avlamak shoot one’s supper v.
akşam yemeğine götürmek/çıkarmak take out to dinner v.
akşam yemeği yemek sit at table v.
sabahın ilk ışıklarından akşam hava kararıncaya dek from can see to can't see [us/south africa] adv.
akşam vakitleri of a evening adv.
akşam bir ara of a evening adv.
hangi gün vardır ki akşam olmamış the longest day must have an end expr.
Speaking
bu akşam için iki bilet lütfen two tickets for tonight, please interj.
akşam yemeğini saat kaçta yer? what time does she have dinner? expr.
akşam yemeğini saat kaçta yer? what time does he have dinner? expr.
akşam yemeğinde evde olmayacağım I won't be home for dinner expr.
akşam yemeğe geleceksin sanmıştım I thought you were coming home for dinner expr.
akşam dışarıda yemek yemeye ne dersin? how about eating out tonight? expr.
akşam dışarıda yemek yiyelim mi? how about eating out tonight? expr.
akşam görüşürüz see you in the evening expr.
akşam ödev yaparım I do my homework in the evening expr.
akşam ödevimi yaparım I do my homework in the evening expr.
akşam takılıyor muyuz? are we hanging out tonight? expr.
akşam yemeği için bir şeyler yap make something for dinner expr.
akşam yemeği için ne hazırlıyorsun? what are you fixing for dinner? expr.
akşam yemeği için ne hazırlıyorsun? what are you making for dinner? expr.
akşam yemeği için ne yapıyorsun? what are you making for dinner? expr.
akşam yemeği için ne yapıyorsun? what are you fixing for dinner? expr.
akşam yemeği için planınız var mı? do you have any plans for dinner? expr.
akşam yemeği ister misin? do you want dinner? expr.
akşam yemeği yiyiyoruz we are having dinner expr.
akşam yemeğimizi yiyoruz we are having dinner expr.
akşam yemeğinde ne var what's for dinner expr.
akşam yemeğinden sonra ne yaparsın? what do you do after dinner? expr.
akşam yemeğine misafirimiz var we have a guest for dinner expr.
akşam yemeğine ne dersin? how about going to dinner? expr.
bu akşam nasılsın? how are you this evening? expr.
bu akşam yemekte ne var? what is for dinner tonight? expr.
bu akşam görüşürüz see you this evening expr.
bugün akşam yemeğinde ne var? what is for dinner today? expr.
bütün akşam şarap içip kafayı buldular they boozed on wine all evening expr.
bütün akşam burada oturacağıma oraya gitmeyi tercih ederim I'd rather go there than sit here all evening expr.
bu akşam benimle çıkar mısın? would you like to go out with? me this evening expr.
bu akşam nasılsınız? how are you this evening? expr.
bu akşam msn'de olacak mısın? will you be on msn in the evening? expr.
çok hoş bir akşam geçirdim I've had a very lovely evening expr.
dün akşam ne yaptın? what did you do yesterday evening? expr.
dün akşam naptın? what did you do yesterday evening? expr.
dün akşam alışverişe gittim I went shopping last night expr.
her akşam çay içerim I drink tea every evening expr.
orada akşam mı is it evening there expr.
ne çabuk akşam oldu how fast it got dark! expr.
ne çabuk akşam oldu how quick it got dark! expr.
saat kçata akşam yemeğini yiyor? what time does he have dinner? expr.
saat kçata akşam yemeğini yiyor? what time does she have dinner? expr.
yarın akşam meşgul müsünüz? are you busy tomorrow evening? expr.
(akşam) yemeğe kalacak mısın? are you staying for dinner? expr.
yarın akşam meşgul müsün? are you busy tomorrow evening? expr.
sana bir akşam yemeği ısmarlarım I´ll stand you a dinner expr.
bu akşam müsait misin? are you free this evening? expr.
akşam yemeğinde genellikle tavuk ve patates yerim I usually eat chicken and potatoes for dinner expr.
akşam yemeğinde genellikle tavuk ve patates yerim I usually have chicken and potatoes for dinner expr.
Trade/Economic
akşam vardiyası back shift n.
akşam vardiyası işçileri back shift n.
akşam vardiyası swing shift n.
akşam vardiyası işçileri swing shift n.
Tourism
akşam yeniden kentsel alana dönülen yolculuk reverse commute n.
açık büfe akşam yemeği buffet dinner n.
akşam yeniden kentsel alana dönmek reverse-commute v.
Media
akşam haberleri news program n.
akşam haberleri news show n.
bir sabah gazetesinin bir akşam önce basılan ilk baskısı bulldog edition n.
akşam erken saatlerde yayınlanan early-evening adj.
Technical
akşam alaca karanlığı cockhul n.
akşam nüansı evening shade n.
akşam nüansı artificial light shade n.
Computer
akşam yemeği partisi dinner party n.
Textile
akşam nüansı evening shade n.
Lighting
akşam görmesi mesopic vision n.
Marine
gemide akşam nöbeti dogwatch n.
gemide akşam vardiyası dog n.
Psychology
akşam yemeğine çıkma korkusu deipnophobia n.
Gastronomy
genelde akşam yemeğinden sonra servis edilen naneli bir tür şekerleme mint n.
hafif akşam yemeği cream tea n.
öğle ile akşam yemeği arasında yenen atıştırma dunch n.
akşam yemeği sonrası kahve ile alınan bir çeşit likör pousse-café n.
balıklı akşam yemeği fish fry n.
deniz ürünlerinden oluşan akşam yemeği shore dinner n.
akşam dört civarı yenen atıştırmalık fourses n.
Astronomy
akşam yıldızı the evening star n.
akşam yıldızı hesperus n.
astronomik akşam alaca karanlığı astronomical evening twilight n.
akşam yıldızı olarak gözlemlendiğinde merkür gezegenine verilen ad hermes n.
akşam yıldızı hesper n.
Zoology
akşam aktif olan vespertinal adj.
akşam aktif olan vespertine adj.
Botanic
akşam çiçeği tree primrose n.
akşam çiçeği common evening primrose n.
akşam sefası mirabilis jalapa n.
akşam sefası marvel-of-peru n.
akşam çiçeği oenothera biennis n.
akşam çiçeği evening primrose n.
akşam sefası mirabilis uniflora n.
akşam çiçeği evening star n.
akşam sefası common four-o'clock n.
mor-kırmızı renkli kaliforniya akşam sefası california four o'clock (mirabilis californica) n.
akşam sefası umbrellawort n.
akşam çiçeği familyasına ait, kuzey amerika ve arktik bölgelerde yetişen bir ot ve odunsu bitki cinsi epilobium n.
sarı çiçekleri sabah ve akşam vakitlerinde açılıp parlak güneş ışığı görünce kapanan reçineli bir ot cinsi madia n.
sarı çiçekleri sabah ve akşam vakitlerinde açılıp parlak güneş ışığı görünce kapanan reçineli bir ot cinsi genus madia n.
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi marvel of peru n.
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi mirabilis jalapa n.
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi marvel-of-peru n.
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi common four-o'clock n.
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi four-o'clock n.
kuzey amerika'da yetişen, gösterişli kırmızı, mor, sarı veya beyaz çiçekleri olan ve akşam üstü açan bir bahçe bitkisi mirabilis uniflora n.
yapışkan gövdeli, akşam açan beyaz çiçekleri olan mavimsi-yeşil renkli bir bitki white campion n.
yapışkan gövdeli, akşam açan beyaz çiçekleri olan mavimsi-yeşil renkli bir bitki evening lychnis n.
yapışkan gövdeli, akşam açan beyaz çiçekleri olan mavimsi-yeşil renkli bir bitki lychnis alba n.
yapışkan gövdeli, akşam açan beyaz çiçekleri olan mavimsi-yeşil renkli bir bitki white cockle n.
yapışkan gövdeli, akşam açan beyaz çiçekleri olan mavimsi-yeşil renkli bir bitki bladder campion n.
kaliforniya'ya özgü mor-kırmızı renkli bir akşam sefası mirabilis laevis n.
güney-orta abd'de yetişen, çiçeklerini akşam vakti açan bir çuha çiçeği missouri primrose n.
güney-orta abd'de yetişen, çiçeklerini akşam vakti açan bir çuha çiçeği ozark sundrops n.
güney-orta abd'de yetişen, çiçeklerini akşam vakti açan bir çuha çiçeği oenothera macrocarpa n.
akşam çiçeği onagra n.
akşam sefası four-oclock n.
akşam açan vespertinal adj.
akşam çiçeklenen vespertinal adj.
Education
akşam dersi nightclass n.
akşam lisesi evening high school n.
akşam sanat okulu evening art school n.
(ingiltere'deki avukat derneklerinde) bardan içecek almaya yetecek miktarda akşam yemeğine katılmış olmak keep term v.
History
(antik yunan'da) kurban kesildikten sonra rahip ile akşam yemeği yiyen yardımcı grubu parasite n.
Religious
isa mesih'in yakalanmasından bir gün önce 'son akşam yemeği'ni yediği oda cenacle n.
hz. isa'nın havarileriyle yediği son akşam yemeğinin masası chancel table n.
son akşam yemeği masası chancel table n.
isa mesih'in son akşam yemeği ile ölümü arasında çektiği ıstıraplar the passion n.
son akşam yemeği the last supper (il cenacolo/l'ultima cena) n.
son akşam yemeği'ni ekmek ve şarapla anma sacrament of the eucharist n.
anglikan kilisesi'nde akşam ibadeti evening prayer n.
akşam duası evening prayer n.
akşam duası evensong n.
(musevilikte) akşam ayini ma'ariv n.
(musevilikte) akşam duası ma'ariv n.
ibadet edenleri akşam duasına çağıran zil vesper n.
öğleden sonra veya akşam yapılan müzikli dini ayin vesper n.
öğleden sonra veya akşam yapılan müzikli dini ayin vesper service n.
akşam dualarında kullanılacak kelam ve ilahileri içeren bir kitap vesperal n.
ilahi kitabının akşam dualarını içeren kısmı vesperal n.
batı avrupa kiliseleri'nde öğleden sonra veya akşam düzenlenen bir ibadet töreni vespers n.
son akşam yemeği lords supper n.
hazreti isa'nın çarmıha gerilmeden önceki akşam havarileriyle yediği son yemek lords supper n.
(anglikanizm'de) sabah ve akşam duaları common prayer n.
şabattan önceki gün veya akşam parasceve n.
(anglikan kiliselerinde) sabah ve akşam duaları ile cenaze törenlerinin başında okunan kutsal metin pasajlarına verilen ad sentence n.
akşam namazı maghrib prayer n.
hazreti isa'nın çarmıha gerilmeden önceki akşam havarileriyle yediği son yemek the last supper (il cenacolo/l'ultima cena) v.
akşam duaları ile ilgili vesper adj.
akşam duaları ile birlikte kullanılan vesper adj.
akşam duasına ait vesperal adj.
akşam duaları ile ilgili vesperal adj.
Military
akşam deniz tanı nautical twilight n.
akşam alaca karanlığı evening twilight n.
akşam alaca karanlık sonu end of evening nautical twilight n.
şafak ve akşam karanlığı muharebe hava devriyesi dawn and dusk combat air patrol n.
Baseball
akşam (maçı) twinight adj.
akşam (maçı) twi-night adj.
Music
müzikli akşam partisi soiree musicale n.
müzik dinletisi için düzenlenen akşam buluşması soiree musicale n.
Mythology
isa'nın son akşam yemeği'nde şarap içtiğine inanılan kadeh grayle n.
Archaic
akşam even n.
akşam yıldızı evenstar n.
akşam evensong n.
özel konuttaki akşam toplantısında bulunan şık insan topluluğu drum n.
akşam yemeği vakti pudding time n.
Ornithology
akşam kocabaşı evening grosbeak (hesperiphona vespertina) n.
akşam kocabaşı cinsi hesperiphona n.
akşam kocabaşı cinsi genus hesperiphona n.
kış akşam kırlangıcı poorwill n.
kış akşam kırlangıcı phalaenoptilus nuttallii n.
kış akşam kırlangıcı poor-will n.
akşam kocabaşı sugarbird n.
Slang
akşam kahvaltısı brinner n.
akşam yapılan kahvaltı brinner n.
akşam karanlığı darkmans [uk] n.
British Slang
akşam yemeği (küçük çocuklar söyler) din-dins n.
işten sonra içilen akşam içkisi sundowner n.